66- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in, Kureyş'in ileri Gelenlerinin Öldürüleceği Yeri Haber Vermesi ve
Müşriklerin Cesetlerinin Kuyuya Atılması
67- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Umeyye b. Halef'in Öleceği Yeri Göstermesi ve Bunun Umeyye'ye
Bildirilmesi
66- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Kureyş'in ileri Gelenlerinin Öldürüleceği
Yeri Haber Vermesi ve Müşriklerin Cesetlerinin Kuyuya Atılması
1. Ömer b. el-Hattab
- - (-)
25209- Enes anlatıyor:
Mekke ile Medine arasında Hz. Ömer ile beraber Ay'ı gözetliyorduk. Benim
gözlerim keskin olduğu için onu gördüm ve Hz. Ömer'e: "Görmüyor
musun?" demeye başladım. Hz. Ömer: "Onu yatağımda yatarken
göreceğim" deyip Bedir ahalisinden bahsetmeye başladı ve şöyle dedi: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bedir'de öldürülen müşriklerin
öldürüleceği yerleri bir
gün önce görmüş ve: ''İnşaallah, şurası falan kişinin öleceği yerdir.
İnşaallah, şurası falan kişinin öleceği yerdir'' demişti. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in söylediği kişiler de işaret edilen yerlerinde
ölmüşlerdi. Ben: "Seni hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki;
onlardan hiçbiri, elini koyduğu yerden öteye geçmedi" dedim.
Sonra öldürülen
müşriklerin bir kuyuya atılmalarını emretti ve atıldılar.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanlarına gidip: ''Ey falan! Ey falan! Allah'ın size vaad
ettiği şeyi siz hak ve gerçek buldunuz mu? Ben, Allah'ın bana vaad ettiğini hak
ve gerçek buldum'' dedi. Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! Bu cansız
bedenleri nasıl konuşturuyorsun?" diye sorunca Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Siz, benim söylediklerimi onlardan daha iyi duymuyorsunuz. Ancak
onlar bana cevap veremiyorlar'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(4644, 7325) ve Ebu Davud (2681) rivayet ettiler.
2. Enes b. Malik
- - (-)
25210- Enes der ki:
Müslümanlar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
[Sahih]
67- Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Umeyye b. Halef'in Öleceği Yeri Göstermesi ve
Bunun Umeyye'ye Bildirilmesi
1. Abdullah b. Mes'ud
- - (-)
25211 (1)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Sa'd, umre için Mekke'ye gidip Safvan b. Umeyye b. Halefin
yanında konakladı. Umeyye, Şam'a giderken Medine'ye uğrayınca, Sa'd'ın yanında
konaklardı. Umeyye, Sa'd'a: "Bekle, gün ortasında insanların pek bulunmadığı
bir saatte tavaf et" dedi. Sa'd tavaf ederken Ebu Cehil gelip:
"Kabe'de emniyet içinde tavaf eden bu kişi de kim?" deyince:
"Ben, Sa'd'ım" cevabını verdi. Ebu Cehil: "Siz Muhammed'i
barındırdığınız halde Kabe'de emniyet içinde mi tavaf ediyorsun?" dedi ve tartıştılar.
Umeyye, Sa'd'a: "Ebu'l-Hakem'e karşı sesini yükseltme! O, bu vadinin
efendisidir" deyince, Sa'd: "Vallahi, eğer Kabe'yi tavaf etmeme
engelolursan, Şam'a olan ticaretini keserim" dedi. Umeyye:
"Ebu'l-Hakem'e
sesini yükseltme!" deyip Sa'd'ı tutmaya çalışınca Sa'd sinirlenerek:
"Bizi bırak! Duyduğuma göre Muhammed seni öldüreceğini ileri sürüyor"
dedi. Umeyye: "Beni mi?" deyince, Sa'd: "Evet" cevabını
verdi. Umeyye: "Vallahi, Muhammed yalan söylemez" dedi. Oradan
ayrıldıklarında Umeyye hanımının yanına döndü ve: "Şu Yesrib'linin bana
söylediklerini biliyor musun?" deyip olanları anlattı. Ebu Süfyan
kervanına saldırı olacağını ilan eden kişi gelip Bedir'e çıktıklarında hanımı:
"Yesrib'li kardeşinin sana dediklerini hatırlamıyor musun?" deyince,
Umeyye savaşa katılmak istemedi; ancak Ebu Cehil: "Sen vadinin
efendilerindensin. Bizimle bir veya iki gün gel" dedi. Umeyye onlarla
gidince Allah onu (Bedir'de) öldürdü.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3632, 3950) rivayet etti.
25212 (2)- Abdullah (b.
Mes'ud): "Sa'd, umre için Mekke'ye gidip Safvan b. Umeyye b. Halerin
yanında konakladı. Umeyye, Şam'a giderken Medine'ye uğrayınca, Sa'd'ın yanında
konaklardı" deyip hadisi aktardı; ancak farklı olarak şöyle dedi: Umeyye,
ümmü Safvan'ın yanına döndü ve:
"Şu Yesrib'li
kardeşimin bana söylediklerini biliyor musun?" dedi. Hanımı:
"Ne dedi?"
diye sorunca: "Muhammed'in beni öldüreceğini ileri sürdüğünü söyledi"
dedi. Hanımı: "Vallahi, Muhammed yalan söylemez" dedi. Abdullah:
"Bedir'e çıktılar..." deyip hadisin devamını aktardı.
[Sahih]